Duygusal zekanın önemi git gide artıyor. Dünya Ekonomik Forumu, duygusal zekayı (Emotional Quotient) gelecekte çalışanlarda olması gereken 10 yetkinlikten biri sayıyor.
Duygusal zeka kavramı ilk defa 1990 yılında Psikolog Peter Salovey ve Psikolog John Mayer tarafından kullanılıyor ama bu kavramı esas geliştiren psikolog Daniel Goleman oluyor.
Duygusal zeka, en genel tanımıyla, bir insanın kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama, yönetme ve yönlendirme becerisi. Daniel Goleman, duygusal zekanın 5 bileşenini şöyle açıklıyor:
İŞE ALIMCILAR EQ’YA BAKIYOR
Yapılan araştırmalar, duygusal zekanın iş hayatında da büyük bir etki yarattığını gösteriyor. İşe alım sitesi Career Builder’in araştırmasına göre işe alımcıların yüzde 71’i EQ’yü IQ’dan daha çok önemsiyor. Yüzde 75’i duygusal zekası yüksek bir çalışanın terfi etmesinin daha olası olduğunu, yüzde 59’u yüksek IQ’lü ama düşük EQ’lü birisini işe almayacaklarını söylüyorlar.
Rutgers University Graduate School of Applied and Professional Psychology ekibinden Cary Cherniss’in çalışmasına göre, dünya çapında 200 şirkette yetkinliklerle ilgili yapılan bir araştırmada, en başarılıların ortalama işlerde vasatlara oranla yüksek 85, en karmaşık işlerde ise yüksek 127 daha verimli olduğu bulundu. Bu farkın üçte biri teknik beceri ve bilişsel yeterliklerden, üçte ikisi duygusal yetkinliklerden kaynaklanıyor.
İyi haber ise duygusal zekayı geliştirmek mümkün. İşte bazı tavsiyeler: