Liderlikte Etkileyici İletişim ve Temsil Etme Yetkinliklerinizi Storytelling ile Parlatın

Liderlikle ve nasıl iyi bir lider olunabileceği ile ilgili bugüne kadar birçok farklı yetkinlikten bahsettik. Bugün ise, Harvard Business Review yazarlarından Jeff Gothelf’in yazısını ele alarak, belki üzerine çok düşünmediğiniz fakat önemli olan bir yetkinlikten bahsediyoruz: “Hikâye Anlatabilme Becerisi” (Storytelling). Özetle bu yetkinlik, bir konuyu başından sonuna kadar dinleyicinin ilgisini aktif tutacak, etkileyici ve akılda kalıcı bir biçimde anlatabilme becerisini ifade ediyor. Bu anlamda da storytelling becerisi liderliğin en önemli yetkinliklerini güçlü kılıyor. Peki bu becerimizi nasıl geliştirebiliriz?

Dinleyici kitlenize seslenin

Kulağa basit gelebilir. Yapacağınız konuşmalara hazırlanırken, ne konuşacağınız kadar dinleyicilerin neleri merak edeceği, nelerden endişelendiği, nelerden motive olduğunu da göz önünde bulunduruyor musunuz? Anlattıklarınızı, kelimelerinizi buna göre seçiyor musunuz? Genellikle, konuşmalarımızı hazırlarken, konuşacaklarımızın kendimiz açısından doğru olmasına, kendi aklımızdakilere o kadar odaklanıyoruz ki karşımızdakilerin bakış açılarını farkında olmadan göz ardı edebiliyoruz.

Örneğin, işe alımlarla ilgili bir sunum yapacaksınız. Dinleyici kitlenizde hem yöneticiler hem yeni mezunlar hem de uzmanlar var. Bu durumda, sunumunuz her pozisyondaki katılımcıya hitap etmeli ve her pozisyondan kişinin endişelerini ve merak edebileceği soruları içermeli.

Hikâyenizi belli bir bağlama oturtun

Anlattıklarınızın nedenlerini, şirket stratejisindeki yerini ve bu konuşmayı yapmanızın arka planını anlatmanız da hikâyenizi etkili şekilde aktarabilmeniz için önemli. Kısacası, anlattığınız her ne ise tam bir çerçeve içinde anlatılması, başı sonu belli ve nedenleri açık olmalı. Böylece, dinleyici kitleniz neden şu anda bundan bahsettiğinizi bilecek, anlattıklarınızı bir noktaya oturtabilecek ve anlattıklarınıza daha çok dikkat verebilecek.

Hikâyenize insanı katın

Hikâyenizi anlatırken, insana dair noktalara önem verin. Örneğin, kendinizle ilgili kişisel bir anekdot ekleyebilir ya da farklı deneyimlerinizi hikâyenize dahil edebilirsiniz. Bu sayede, dinleyiciler için anlattıklarınız daha samimi gelecek ve anlattıklarınıza karşı daha açık bir bakış açısı sunmuş olacaksınız.

Eylem odaklılığını unutmayın

Anlattıklarınızla ilgili harekete geçilebilecek pratik tavsiyeler vermeniz ve bu anlamda açık bir şekilde yol göstermeniz, dinleyicilerinizin anlattıklarınızı kendileri ile özdeşleştirmeleri ve kendi hikâyeleri haline getirmelerini sağlıyor. Örneğin, yeni devreye soktuğunuz bir sistemi anlatıyorsanız bu sistemin, pratik anlamda tam olarak neyi değiştireceğini ve dinleyicilerin bu anlamda neler yapabileceğini en net şekilde anlatmalısınız. “Bu sistem bizi iyiye götürecek.” demek yerine, getirdiğiniz sistemin pratik anlamda neler sağlayacağını net şekilde ifade etmelisiniz.

Hikâyenizi mütevazi tutun

Son olarak, Jeff Gothelf’e göre tevazu gösterdiğiniz bir tutumla yaptığınız anlatımlar, sizdeki büyüme ve öğrenme kapasitesini vurguluyor. Aynı zamanda, anlattıklarınıza karşı güven oluşturuyor. Çünkü her zaman her şeyi doğru yapamayacağınızı kabul etmiş ve tüm cevaplara sahip olmadığınızı saklamamış oluyorsunuz. Bu tavrınız da dinleyicilerinizle daha sıkı bir bağlantı kurmanızı sağlıyor ve böylece, daha etkili bir anlatım gerçekleştirmiş oluyorsunuz.