Organizasyonel Farkındalıkla Bir Adım Öteye Geçin

Organizasyonel farkındalık, bir organizasyondaki güç dengelerini, ilişki ağları ve dinamiklerini tanıyabilmek ve bunların farkında olabilmek anlamına gelmektedir. Organizasyonel farkındalığa sahip kişiler, bir kurum içinde yazılı olmayan kuralların ve kurum değerlerinin nasıl çalıştığının farkındadır. Bunun yanında, bu kişiler, iş anlamında yapmak istedikleri yeniliklerde iletişime geçecekleri kişileri ve gerektiğinde kurumun farklı departmanlarından kimleri bir araya getirebileceklerini bilirler.

Diyelim ki, şirket içinde yeni bir fikri hayata geçirmek istiyorsunuz, elinizde şirketin KPI verileri var ve şirkette yeterli deneyiminiz de var. Fakat bu fikri hayata geçirmek için farklı departmanların desteğine ihtiyaç duyuyorsunuz ve üst yönetimin de onayı gerekiyor. Bu noktada, yapmanız gereken en önemli şeylerden biri kurum içindeki doğru kişileri bulmak ve onlara ulaşarak doğru yapılandırmayı kurabilmek. İşte bu noktada devreye organizasyonel farkındalığımız giriyor.  Bu doğrultuda yapılan çalışmalara göre, organizasyonel farkındalığa sahip olmak, zaman zaman bizim kurum içindeki pozisyonumuzdan bile daha etkili olabiliyor. Örneğin, Toronto Üniversitesi Rotman Management School’da yapılan bir araştırmaya göre, bir kurumda bir değişim gerçekleştirmek isteyen çalışanların, kurum içi hiyerarşik konumlarından daha önemli olan şeyin, bu değişikliği gerçekleştirmek için gereken ağların farkında olarak harekete geçmeleri olduğu bulunmuş. Peki, bizi ileriye taşıyabilecek bu yetkinliğimizi geliştirmek için neler yapabiliriz?

Empati gücünüzü kurum içinde de devreye sokun

Araştırmacı yazar Daniel Goleman’a göre, organizasyonel farkındalık, ilişkisel ve bütünsel bir empati duygusu ile ilişkili bir yetkinlik. Kurum dışı toplantılarımızda, müşteri ilişkilerimizde devreye soktuğumuz empati duygumuzu kurum içi toplantılarda da yeterince gösteriyor muyuz? Kurum içi toplantılarda, işlerimizden bahsettiğimiz kısa görüşmelerde dahi olsa, ekip arkadaşlarımızın ve farklı ekiplerin anlattıklarına kulak verin. Görevlerini, hedeflerini anlamaya çalışmanın yanında bakış açılarını ve kurum içi güç dengelerini de fark etmeye odaklanın. Bu anlamda, bütünsel bir empati duygusuyla hareket etmeniz, kurum içi farkındalığınızı arttırmanıza yardımcı olacaktır.

Ortak çalışma fırsatları yaratın, etkileşime değer verin

Ekipler arasında ortak projeler gerçekleştirmeniz ve her zaman olmasa da belirli bir düzen içinde etkileşimde olmanız, kurum içindeki akışı tanımanıza yardımcı olacaktır. Örneğin, kurumunuzun düzenlediği toplu eğitim ve etkinlere katılmanız, diğer ekiplerle etkileşimde bulunmanız için gerekli ortamı size yaratacaktır. Bu sayede, kurum içindeki görev akışı, farklı ekipler hakkında bilgi sahibi olacak ve aranızdaki bilgi alışverişi ile farklı fikirler de edinebileceksiniz.

Çalışma ortamınızda olan bitenin farkında olun

Zaman zaman dinlemek de bir strateji olarak düşünülebilir. Elbette, iş ortamınızda olan her şeyi dinlemeli ve bilmelisiniz demiyoruz fakat ofisinizde çalışırken sürekli kulaklığınız takılıysa, verdiğiniz araları hatta öğle aralarınızı bile telefonunuzla geçiriyorsanız çevrenizde olan bitenlere kapalısınız demektir. Bu durum da sizin organizasyonel farkındalığınıza olumsuz etki yapacaktır. Örneğin, bazı görüşlere göre, pandemi döneminde kurumlarımızda işlerimizi uzaktan rahatlıkla yürütebilsek de koridordaki küçük iş sohbetlerimizin ya da kahve aralarındaki kısa diyaloglarımızın aslında ne kadar değerli olduğunu da fark ettik. Duygusal Zekâ 2.0 (Emotional Intelligence 2.0) kitabının yazarları Travis Bradberry ve Jean Greaves da bizlere bu anlamda şirket içinde küçük turlar yaparak birkaç dakikalığına bile olsa, şirkette hâkim olan genel havayı, insanların tepkilerini, çalışma ortamlarını dışarıdan bakan bir göz olarak gözlemlememizi öneriyor. Bu nedenle, fırsatını buldukça başımızı ekrandan kaldırarak etkiletişimde kalmanız ve olan bitenlerin genel anlamda bilincinde olmanız, herhangi bir konuda aksiyon almak için rotanızı çizmenize yardımcı olacaktır.

Unutmayın, çalışma ortamınızda farklı fikir ve görüşlere sahip, farklı pozisyonlarda çalışan, farklı güç dengeleri olan özgün bir yapının içindesiniz. Bu anlamda, kendinizi bu yapıdan soyutlamak yerine, kısa aralarınızda ekrandan başınızı kaldırıp çevrenizde olan bitenlere kulak vermeniz, gözlemler yapmanız, bu özgün yapıyı daha iyi tanıyarak organizasyonel bir farkındalık oluşturmanız için size bir temel yaratacaktır.